Miras hukukunda mirasın intikali prensibinin sonuçlarının alacaklılar üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi için “alacaklıların korunması ilkesi” kabul edilmiştir. Bu ilkenin iki yönü vardır. Birincisi miras bırakanın alacaklılarının korunması ikincisi ise mirasçının alacaklılarının korunmasıdır. Bu metinde mirasçının alacaklılarının korunması incelenecektir.

Mirası Reddeden Mirasçının Alacaklılarının Mirasın Reddinin İptalini Talep Etmesi

Malvarlığı, borcuna yetmeyen bir mirasçı alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, kendilerine yeterli güvence verilmeyen alacaklılar veya iflas idaresi ret tarihinden itibaren altı ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesine başvurarak reddin iptalini dava edebilirler.

Reddin iptali davası hem mirası reddeden hem de retten yararlanan mirasçılara karşı açılmalıdır. Ret istemi mahkemece kabul edilirse terekenin tamamı resmen tasfiye edilir. Resmi tasfiye sürecinde miras bırakanın alacaklıları ile vasiyet alacaklıları tatmin edildikten sonra mirası reddeden mirasçıya düşen miktardan sırasıyla önce mirasçının reddinin iptalini talep eden alacaklıları daha sonra da diğer alacaklıları tatmin edilir. Arta kalan değerler ise ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.

Mirasçının Alacaklılarının Tenkis Davası Açması

Miras bırakan yapmış olduğu sağlararası veya ölüme bağlı karşılıksız kazandırmalar ile tasarruf edebileceği kısmı aşmışsa ve saklı payına tecavüz edilen mirasçı iflas dairesinin veya mirasın açıldığı tarihte kendisine karşı ellerinde borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklılarının ihbarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflas dairesi ve bu alacaklılar alacaklarının elde edilmesi için gerekli oranda tenkis davası açabilirler. Tenkis davası açma hakkı mirasın açılmasından önce mirasçıya karşı borç ödemeden aciz belgesi almış alacaklılara tanınmıştır. Aciz belgesi ister genel haciz yoluyla isterse iflas yoluyla yapılan takip sonucunda alınmış olsun mirasın açıldığı tarihte mevcut olmalıdır. Ancak mirasçı hakkındaki iflas kararı mirasın açılmasından sonra verilmiş olsa dahi iflas dairesinin tenkis davası açması mümkündür.

Alacaklıların tenkis istemi ancak elde edememiş oldukları alacak miktarı ile sınırlıdır. Alacaklılar davayı kazandığı takdirde tenkis edilen kazandırma konusu mirasçının malvarlığına dönmez. Ancak alacaklı tenkis edilen kısmı sanki mirasçının malvarlığındaymış gibi icra takibine koyabilir.

Mirasçılıktan Çıkarılan Mirasçının Alacaklılarının İptal Veya Tenkis Davası Açması

Miras bırakanın vasiyetnamesi ile mirasçılıktan çıkarılan mirasçı geçerlilik unsurlarını taşımayan çıkarma tasarrufuna karşı iflas dairesinin veya mirasın açıldığı tarihte kendisine karşı ellerinde borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen itiraz etmezse iflas dairesi veya söz konusu alacaklılar alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda tenkis davası açabilirler.

Mirasçının Alacaklılarının Mirasın Paylaşılmasına Katılma Hakkı

Açılmış bir mirasta mirasçının payını devralmış veya haczettirmiş ya da elinde mirasçıya karşı alınmış borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklılar sulh hakiminden bu mirasçının yerine paylaşmaya katılmak üzere bir kayyım atanmasını isteyebilirler. Açılmış bir mirasta mirasçının payını devralmış veya elinde mirasçıya karşı alınmış borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklılar ancak terekenin paylaşımına ilişkin müzakerelere başlanmış ve fakat sonuç alınamamışsa atanan kayyım aracılığıyla miras ortaklığının tasfiyesine ilişkin dava açılmasını sağlayabilirler ve daha önce mirasçılar tarafından açılmış paylaşma davasına katılabilirler. Miras payını haczettiren alacaklılar ise diğer mirasçıların paylaşımı hiç düşünmedikleri durumlarda dahi icra mahkemesinden elde edecekleri yetki ile sulh mahkemesinin atayacağı kayyım ile doğrudan doğruya ortaklığın giderilmesine yönelik paylaşma davasının açılmasını sağlayabilirler.