Eşler arasında 1 Ocak 2002 tarihi itibariyle yasal mal rejimi olarak "edinilmiş mallara katılma rejimi" geçerlidir. Bu tarihten önce evlenmiş olsalar dahi, eşler bir sözleşme ile başka bir paylaşım oranı belirlememiş iseler, kanun gereği bu rejime tabi olmuşlardır. Edinilmiş mallara katılma rejimi, sadece boşanma ya da evliliğin iptali halinde değil, bir eşin ölümü halinde de uygulama alanı bulur. Bir eşin ölümü halinde, terekede edinilmiş mallar varsa, ya da sağ kalan eşin edinilmiş malları varsa, iki tür tasfiye söz konusu olur. Birincisi, aile hukuku kaynaklı mal rejimi tasfiyesi, ikincisi de, miras hukukundan doğan mirasın tasfiyesidir. mal rejiminin tasfiyesi, mirasın tasfiyesinden ÖNCELİKLİDİR. bir başka ifadeyle, mirasın paylaşılması, mal rejimi tasfiyesinin sonucuna bağlı olacağından, mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağının belirlenmesi, mirasın tasfiyesi için bekletici mesele oluşturur.
Sağ kalan eş ile ölen eşi arasındaki mal rejiminin tasfiyesi öncelikli bir hukuki işlemdir. Sağ kalan eş ölen eşi ile aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan haklarını (varsa) aldıktan sonra ölen eş adına kalan malvarlığı mirasa konu olacaktır. Sağ kalan eşin mal rejiminden kaynaklanan bu hakları mirasçılık sıfatından ayrıdır.
Mal rejiminin tasfiyesi Aile Mahkemesi’nin, mirasın tasfiyesi ise Sulh Mahkemesi’nin görev alanına girer. Mal rejiminin tasfiyesi sonucu eşlerin Katılma Alacağı oranı, kural olarak (kanun gereği) ½ olup, bu oran sabittir.
Yasal mal rejiminin tasfiyesinden doğan KATILMA ALACAĞI HAKKI, parasal bir alacak hakkıdır.
Yasal mal rejiminin tasfiyesinde, kural olarak ölen eşin sadece “edinilmiş malları” tasfiyeye dahildir. Edinilmiş mal, 01.01.2002 tarihinden sonra eşlerin evlendikleri andan itibaren kimin mülkiyetine olursa olsun evlilik süreci boyunca edindikleri tüm varlığını oluşturur.
Bir eşin ölümü halinde, yasal mirasçıları, sağ kalan eşe karşı da mirasın tasfiyesini ve katılma alacağını talep edebilirler.
Mirası reddetmemiş olan mirasçılar, sağ kalan eşin katılma alacağı borcundan, müteselsil olarak sorumludurlar. Sağ kalan eş mirası reddetse de, yasal mal rejiminin tasfiyesini ve katılma alacağını talep edebilir. Bu halde, sağ kalan eş, mirasbırakanın diğer alacaklıları ile sıraya girer.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin, 17.03.2011 tarihli kararında da belirtildiği gibi;sağ kalan eşin KATKI PAYI, KATILMA ALACAĞI VEYA DEĞER ARTIŞ PAYI ALACAĞI, terekenin BORCUNU OLUŞTURUR. Buna karşılık ölen eşin sağ kalan eşden olan bu tür alacakları da TEREKENİN AKTİFİNE EKLENMELİDİR.
Görüldüğü gibi yeni yasal mal rejimimiz olan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi, mirasın tasfiyesini de etkilemekte olup bu hususta mal rejimi tasfiyesi miras tasfiyesinden öncelikli ve ayrı bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna bağlı olarak mal rejimi tasfiyesi akabinde eş diğer yasal mirasçılarla birlikte mirasçı sıfatıyla, mirasın tasfiyesine de katılacaktır.;